16 Mart 2012 Cuma

Günlerden Halepçe, günlerden Rachel Corrie / Demet Tezcan

Demet TEZCAN
 
Bu gün Halepçe katliamın yıldönümü. Saddam Hüseyin tarafından hardal gazı ile acımazsızca katledilmişti tam 5 bin Kürt… Yollar, sokaklar, evlerin önü çocuk, yaşlı, genç, kadın ve erkek cesetleriyle dolmuştu… Bu gün günlerden Halepçe, derinlerden bir ah bu gün 1988’lerden…
Bir kent yok edildi içinde nefes alan tüm canlılarıyla… Ve bu zulmü halkına reva gören zalim Saddam Hüseyin’in malum sonuna an an şahid olduk… Tüm zalimlere, tüm diktatörlere ibret olacak sondu… İbret almak isteyenin ta 88’e gitmesine de gerek yok tabi 2011-2012 yılı içinde gerçekleşen olaylara ve devrilen zalimlere bakılması yeter… Ne ki, yine de ibret alınmayınca alınmıyor işte.
Zalimlerdeki benlik, tanrılık hissine dönüşüyor zamanla Nemrutçasına… Ne diyordu Nemrut ben de can verip can alabilirim! Affettiğinin canını bağışlamış oluyor, can veriyordu affetmediğinin ise eceli oluyordu. Kör bir inatla yaptıkları zulmü görmeme durumu ise dünya varolalı beri tüm zalimlerin ortak meziyeti.
***
Ve bu gün Rachel Corrie’nin, kocaman yürekli nazenin kızın erdem, insanlık, vicdan adına duruşunu ortaya koyarken İşgalci İsrail katillerince Filistin’de katledişinin de yıldönümü… 2003 yılında gemi azıya almış zalim İsrail askerleri karşısında yiğitçe dikilmişti Rachel, Filistin’de yapılanlara sağır kulaklara vicdanın çığlık çığlığa sesiydi o genç kız… İlginç bir bu gün zulmün ateşini söndüremese de tarafını belli etme yolunda olmanın dersini veriyor… Rachel, Nemrut’un zulüm ateşine su taşıyan karınca…
***
Dün Suriye halkının zalim Esed Diktatörlüğüne karşı direnişinin yıldönümüydü. Her gün dönümü mazlum çığlıklar dağılıyor aleme perde perde… Zalimler İnşaallah zulüm tufanlarında helak olacaklar bir bir bu değişmez akıbet vaat edilen hakikat bu. Asıl bu hakikat içinde görülmesi gereken bizlerin ne yaptığı? Yaptıklarımızdan ve yapmamız gerekirken yapmadıklarımızdan sorulacağımız günde kayıtsızlığımızın hesabının Rachel’in duruşu yanında bir tevili var mı? Görmek, duymak istememe bir yanda, türlü tevillerle zalimin zulmüne çıkış arama diğer yanda…
Dünün Halepçe’si, Hama’sı bu günün Dera’sı, Humus’u, İdlib’i mazlumlar vicdan mezarlığına dönmüş şu ortamda Rachel’cesine bir duruş bekliyorlar. Ümmetin kadınları kirletiliyor, ümmetin çocukları öldürülüyor, yetim ve öksüz bırakılıyorlar ve Rabbimiz soruyor: “ Size ne oluyor da, Allah yolunda ve “Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver” diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşmıyorsunuz?”
Mazlumlara Allah katından beklenen ve gönderilen dostlar, yardımcılar olmak dururken biz şimdi kıran kırana birbirimizle mücadele ediyoruz. Şimdilik sokaklara dökülmüş değiliz şükür şimdilik, birbirimizin canına kast etmişliğimiz yok daha…Ama kast edilen canlar,kirletilen namuslar üzerinden kıran kırana bir mücadele içindeyiz. Rachel’in duruşundan alacağımız çok ders ve Rachel’in vicdanına ne çok ihtiyacımız var.

http://www.milatgazetesi.com/2012/03/16/gunlerden-halepce-gunlerden-rachel-corrie/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder