Demet TEZCAN
Bu gün Halepçe katliamın yıldönümü. Saddam Hüseyin
tarafından hardal gazı ile acımazsızca katledilmişti tam 5 bin Kürt…
Yollar, sokaklar, evlerin önü çocuk, yaşlı, genç, kadın ve erkek
cesetleriyle dolmuştu… Bu gün günlerden Halepçe, derinlerden bir ah bu
gün 1988’lerden…
Bir kent yok edildi içinde nefes alan tüm canlılarıyla… Ve bu zulmü
halkına reva gören zalim Saddam Hüseyin’in malum sonuna an an şahid
olduk… Tüm zalimlere, tüm diktatörlere ibret olacak sondu… İbret almak
isteyenin ta 88’e gitmesine de gerek yok tabi 2011-2012 yılı içinde
gerçekleşen olaylara ve devrilen zalimlere bakılması yeter… Ne ki, yine
de ibret alınmayınca alınmıyor işte.
Zalimlerdeki benlik, tanrılık hissine dönüşüyor zamanla Nemrutçasına…
Ne diyordu Nemrut ben de can verip can alabilirim! Affettiğinin canını
bağışlamış oluyor, can veriyordu affetmediğinin ise eceli oluyordu. Kör
bir inatla yaptıkları zulmü görmeme durumu ise dünya varolalı beri tüm
zalimlerin ortak meziyeti.
***
Ve bu gün Rachel Corrie’nin, kocaman yürekli nazenin kızın erdem,
insanlık, vicdan adına duruşunu ortaya koyarken İşgalci İsrail
katillerince Filistin’de katledişinin de yıldönümü… 2003 yılında gemi
azıya almış zalim İsrail askerleri karşısında yiğitçe dikilmişti Rachel,
Filistin’de yapılanlara sağır kulaklara vicdanın çığlık çığlığa sesiydi
o genç kız… İlginç bir bu gün zulmün ateşini söndüremese de tarafını
belli etme yolunda olmanın dersini veriyor… Rachel, Nemrut’un zulüm
ateşine su taşıyan karınca…
***
Dün Suriye halkının zalim Esed Diktatörlüğüne karşı direnişinin
yıldönümüydü. Her gün dönümü mazlum çığlıklar dağılıyor aleme perde
perde… Zalimler İnşaallah zulüm tufanlarında helak olacaklar bir bir bu
değişmez akıbet vaat edilen hakikat bu. Asıl bu hakikat içinde görülmesi
gereken bizlerin ne yaptığı? Yaptıklarımızdan ve yapmamız gerekirken
yapmadıklarımızdan sorulacağımız günde kayıtsızlığımızın hesabının
Rachel’in duruşu yanında bir tevili var mı? Görmek, duymak istememe bir
yanda, türlü tevillerle zalimin zulmüne çıkış arama diğer yanda…
Dünün Halepçe’si, Hama’sı bu günün Dera’sı, Humus’u, İdlib’i
mazlumlar vicdan mezarlığına dönmüş şu ortamda Rachel’cesine bir duruş
bekliyorlar. Ümmetin kadınları kirletiliyor, ümmetin çocukları
öldürülüyor, yetim ve öksüz bırakılıyorlar ve Rabbimiz soruyor: “ Size
ne oluyor da, Allah yolunda ve “Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu
memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir
yardımcı ver” diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve
çocukların uğrunda savaşmıyorsunuz?”
Mazlumlara Allah katından beklenen ve gönderilen dostlar, yardımcılar
olmak dururken biz şimdi kıran kırana birbirimizle mücadele ediyoruz.
Şimdilik sokaklara dökülmüş değiliz şükür şimdilik, birbirimizin canına
kast etmişliğimiz yok daha…Ama kast edilen canlar,kirletilen namuslar
üzerinden kıran kırana bir mücadele içindeyiz. Rachel’in duruşundan
alacağımız çok ders ve Rachel’in vicdanına ne çok ihtiyacımız var.
http://www.milatgazetesi.com/2012/03/16/gunlerden-halepce-gunlerden-rachel-corrie/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder