23 Temmuz 2012 Pazartesi

Âl-i İmrân Suresi



وَلِلَّهِ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۗ وَاللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌإِنَّ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاخْتِلَافِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ لَآيَاتٍ لِأُولِي الْأَلْبَابِ لَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللَّهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلَىٰ جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ رَبَّنَا إِنَّكَ مَنْ تُدْخِلِ النَّارَ فَقَدْ أَخْزَيْتَهُ ۖ وَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ أَنْصَارٍ رَبَّنَا إِنَّنَا سَمِعْنَا مُنَادِيًا يُنَادِي لِلْإِيمَانِ أَنْ آمِنُوا بِرَبِّكُمْ فَآمَنَّا ۚ رَبَّنَا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَكَفِّرْ عَنَّا سَيِّئَاتِنَا وَتَوَفَّنَا مَعَ الْأَبْرَارِ رَبَّنَا وَآتِنَا مَا وَعَدْتَنَا عَلَىٰ رُسُلِكَ وَلَا تُخْزِنَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ ۗ إِنَّكَ لَا تُخْلِفُ الْمِيعَادَ فَاسْتَجَابَ لَهُمْ رَبُّهُمْ أَنِّي لَا أُضِيعُ عَمَلَ عَامِلٍ مِنْكُمْ مِنْ ذَكَرٍ أَوْ أُنْثَىٰ ۖ بَعْضُكُمْمِنْ بَعْضٍ ۖ فَالَّذِينَ هَاجَرُوا وَأُخْرِجُوا مِنْ دِيَارِهِمْ وَأُوذُوا فِي سَبِيلِي وَقَاتَلُواوَقُتِلُوا لَأُكَفِّرَنَّ عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ وَلَأُدْخِلَنَّهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ ثَوَابًا مِنْ عِنْدِ اللَّهِ ۗ وَاللَّهُ عِنْدَهُ حُسْنُ الثَّوَابِ لَا يَغُرَّنَّكَ تَقَلُّبُ الَّذِينَ كَفَرُوا فِي الْبِلَادِ مَتَاعٌ قَلِيلٌ ثُمَّ مَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ ۚ وَبِئْسَ الْمِهَادُ لَٰكِنِ الَّذِينَ اتَّقَوْا رَبَّهُمْ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا نُزُلًا مِنْ عِنْدِ اللَّهِ ۗ وَمَا عِنْدَ اللَّهِ خَيْرٌ لِلْأَبْرَارِ وَإِنَّ مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ لَمَنْ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَمَا أُنْزِلَ إِلَيْكُمْ وَمَا أُنْزِلَ إِلَيْهِمْ خَاشِعِينَلِلَّهِ لَا يَشْتَرُونَ بِآيَاتِ اللَّهِ ثَمَنًا قَلِيلًا ۗ أُولَٰئِكَ لَهُمْ أَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ ۗ إِنَّاللَّهَ سَرِيعُ الْحِسَابِ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اصْبِرُوا وَصَابِرُوا وَرَابِطُوا وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
~~~~ ~~~~ ~~~~ ~~~~ ~~~~ ~~~~ ~~~~ ~~~~ ~~~~ ~~~~ ~~~~ ~~~~ ~~~~

189 GÖKLERDE ve yeryüzünde hükümranlık Allah'a aittir: ve Allah, her şeyi yapmaya kâdirdir.

190 Kuşkusuz, göklerin ve yerin yaratılışında ve gece ile gündüzün birbirini izlemesinde derin kavrayış sahipleri için alınacak dersler vardır,

191 Onlar ki ayakta dururken, otururken ve uyumak için uzandıklarında Allah'ı anar, [ve] göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde inceden inceye düşünürler: “Ey Rabbimiz! Sen bunları[n hiç birini] anlamsız ve amaçsız yaratmadın. Sen yücelikte sınırsızsın! Bizi ateşin azabından koru!”

192 “Ey Rabbimiz! Kimi ateşe mahkum edersen, kuşkusuz, onu [bu dünyada] alçaltmış olursun: Ve bu zalimler, hiçbir yardımcı da bulamazlar.”

193 “Ey Rabbimiz! [Bizi] imana çağıran bir ses duyduk; ‘Rabbinize iman edin!’ Ve böylece imana geldik. Ey Rabbimiz! Günahlarımızdan ötürü bizi affet ve kötülüklerimizi sil; ve gerçek erdem sahipleri olarak canımızı al!”

194 “Ey Rabbimiz! Elçilerin vasıtasıyla vaad ettiğin şeyi bize bahşet ve Kıyamet Günü bizi mahcup etme! Şüphesiz, sen sözünden asla caymazsın!”

195 Ve Rableri onların dualarını şöyle cevaplar: “İster erkek, ister kadın olsun, [Benim yolumda] çaba gösterenlerden hiç kimsenin çabasını boşa çıkarmayacağım: [çünkü] hepiniz birbirinizin soyundan gelirsiniz. Zulüm ve kötülük diyarından kaçanlara, yurtlarından sürülenlere, Benim yolumda eziyet çekenlere ve [bu yolda] savaşıp öldürülenlere gelince; onların kötülüklerini mutlaka sileceğim ve onları, Allah'tan bir mükafat olarak, içinden ırmaklar akan hasbahçelere sokacağım: Zira mükafatların en güzeli, Allah katında olanıdır.”

196 HAKİKATİ inkara şartlanmış olanların yeryüzünde dilediklerini yapabilir görünmeleri, seni yanıltmasın:

197 o, gelip geçici bir tatmin[den ibaret]tir, ama sonunda varacakları yer cehennemdir -o, ne kötü bir meskendir!-

198 Ama Rablerine karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar, içinden ırmaklar akan hasbahçelere kavuşacaklardır: Allah'tan ne güzel bir karşılama! Ve Allah katında olan, gerçek erdem sahipleri için en hayırlı olandır.

199 Doğrusu, geçmiş vahyin mensupları arasında [gerçekten] Allah'a iman edenler ve hem size hem de kendilerine indirilene inananlar vardır. Böyleleri, Allah'tan korkarlar, O'nun mesajlarını ufak bir kazanç için değiştirmezler. Onların mükafatı, Rableri katındadır; çünkü Allah, hesap görmede hızlıdır!

200 Siz ey imana ermiş olanlar! Zorluklara sabırla katlanın ve birbirinizle sabırda yarışın, [doğru olanı yapmaya] her zaman hazır olun ve Allah'a karşı sorumluluk bilinci duyun ki mutluluğa erebilesiniz!
~~~~ ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~ 

189 AND UNTO GOD belongs the dominion over the heavens and the earth: and God has the power to will anything.

190 Verily, in the creation of the heavens and the earth, and in the succession of night and day, there are indeed messages for all who are endowed with insight,

191 [and] who remember God when they stand, and when they sit, and when they lie down to sleep, (146) and [thus] reflect on the creation of the heavens and the earth: "O our Sustainer! Thou hast not created [aught of] this without meaning and purpose. (147) Limitless art Thou in Thy glory! Keep us safe, then, from suffering through fire!

192 "O our Sustainer! Whomsoever Thou shalt commit to the fire, him, verily, wilt Thou have brought to disgrace [in this world]; (148) and such evildoers will have none to succour them.

193 "O our Sustainer! Behold, we heard a voice (149) call [us] unto faith, `Believe in your Sustainer!' - and so we came to believe. O our Sustainer! Forgive us, then, our sins, and efface our bad deeds; and let us die the death of the truly virtuous!

194 "And, O our Sustainer, grant us that which Thou hast promised us through Thy apostles, and disgrace us not on Resurrection Day! Verily, Thou never failest to fulfil Thy promise!"

195 And thus does their Sustainer answer their prayer: "I shall not lose sight of the labour of any of you who labours [in My way], be it man or woman: each of you is an issue of the other. (150) Hence, as for those who forsake the domain of evil, (151) and are driven from their homelands, and suffer hurt in My cause, and fight [for it], and are slain - I shall most certainly efface their bad deeds, and shall most certainly bring them into gardens through which running waters flow, as a reward from God: for with God is the most beauteous of rewards."

196 LET IT NOT deceive thee that those who are bent on denying the truth seem to be able to do as they please on earth:

197 it is [but] a brief enjoyment, with hell thereafter as their goal - and how vile a resting-place!

198 whereas those who remain conscious of their Sustainer shall have gardens through which running waters flow, therein to abide: a ready welcome from God. And that which is with God is best for the truly virtuous.

199 And, behold, among the followers of earlier revelation there are indeed such as [truly] believe in God, and in that which has been bestowed from on high upon you as well as in that which has been bestowed upon them. Standing in awe of God, they do not barter away God's messages for a trifling gain. They shall have their reward with their Sustainer - for, behold, God is swift in reckoning!

200 O you who have attained to faith! Be patient in adversity, and vie in patience with one another, and be ever ready [to do what is right], and remain conscious of God, so that you might attain to a happy state!
~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~   ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~

*Ayetlere daha derinlemesine bakmak isterseniz, izlemenizi tavsiye ederim.
Münib Engin Noyan (3 Ramazan 1433 İftar)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder