6 Temmuz 2012 Cuma

Roger Garaudy

~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~
Garaudy kimdir?
Garaudy, 20. yüzyılın büyük bir filozofudur. 1913’te işçi bir aileden dünyaya gelen Garaudy, siyasî ve sosyal mücadelesine protestan inanışına sahip bir militan olarak başlar. Protestan inancı taşıması, kendisinin 1933’te Komünist Partisi’ne girmesine ve parti içinde yıldırım hızıyla yükselmesine engel olmaz. Bir yandan da felsefe tahsilini sürdürür.

Müslüman askerler onu kurşuna dizmeyi reddetti
1939’da askere alınınca, Vichy hükümetinin Kuzey Afrika’daki kamplarına sürgün edilir. Vichy rejimine karşı o kadar sert bir tavır takınır ki bu yüzden idama mahkum edilir. Ama müslüman askerler kendisini kurşuna dizmeyi reddeder. Önemi daha sonra kendisini gösterecek olan esaslı bir olaydır bu. 1945’te Merkez Komitesi üyesi olunca önce Tarn’dan milletvekili seçilir (1945-1951), sonra Seine milletvekili (1956-1958) ve son olarak Paris’ten senatör olur (1959-1962).

Marksist İnceleme ve Araştırma Merkezi müdürü iken, yıllarca Komünist Parti’nin resmî filozofluğunu yapar. 1970 Haziran’ında Sovyetlerin Prag’ı istilâsını protesto etmesinin ardındansa Parti’den ihraç edilir.

Derken komünist idealinden vazgeçmeksizin Katolikliği benimser. Hatta Hristiyanlık’la marksizmin birbirinin tamamlayıcısı olduğunu düşünür ve kendisini kurtuluş ilahiyatlarına çok yakın hisseder.

En mükemmel analizleri estetikle alakalı
Garaudy, eserlerinde, zengin ülkeler ile fakir ülkeler arasındaki uçurumun altını çizerek ve “piyasa tektanrıcılığı”, batı toplumunun kâr ve ‘cangıl bireyciliği’ peşinde dizginsizce koşuşunu yerden yere vurarak, 20. yüzyılın önemli hadiselerinin çoğunu gündeme getirmiştir. Fakat en mükemmel analizlerini estetiğe ayırmıştır. 1974’te yayımladığı Geleceği Müjdeleyen 60 Eser gerçek bir şaheserdir. O kitapta büyük sanat eserlerinin, her dönemde, insanın çevresiyle, diğer insanlarla ve Tanrı ile ilişkilerini gözler önüne serdiğini ortaya koyar.

1982’de eski ideallerine sırt dönmeksizin İslâm’a girer. İslâm, diğer ikisini “kendisinde toplayan” ve vahyi tamamlayan bir dindir. Garaudy, aynı zamanda “ezilmiş”lerin ve daha önce hayatını kurtarmış olanların tarafında olmak ister. İspanya’da, Kurtuba’da kendi vakfını, Roger Garaudy Vakfı’nı kurdu. Senegal’in eski cumhurbaşkanı Senghor’la birlikte Gorée adasındaDeğişimciler Üniversitesi’ni de kurdu. (Değişimci “mutant”, kendisinde ekonomik, sosyal ve kültürel yeni bir düzen projesi taşıyan ve böylece bir “tarihî değişim”i hazırlayan insan veya insan grubudur.)

1966’da, kendisine dava açılmasına ve medya tarafından linç edilmesine yol açan İsrail, Mitler ve Terör kitabını yayımladı.

Komünizm idealine doğu ülkelerindeki rejimler tarafından ihanet edilmiştir

Garaudy’nin fikirleri Komünist Partililer’i etkilemiş midir?
Komünist olduğu dönemde Garaudy, tarihî maddeciliğin sözcüsü oldu. Fakat onun fikirleri, Marks ile Lenin’in fikirlerinin basit bir açıklaması olmaktan çok daha ileridedir. Garaudy özellikle 20. yüzyıla özgü bilimsel ve teknik devrimin önemine, sibernetik devrime dikkat çekmiştir: Onun gözünde sosyal ilişkilerde bir devrim olması yarının büyük bir şansıdır. Yarının sosyalist toplumunu hazırlayabilen ve hazırlamak zorunda olan marksistlerle aynı aileden gelen hıristiyanların sayılarının günden güne artmasının altını çizerken, devrimci isteklerine vurgu yapmayı da ihmal etmemiştir. Sonunda da, estetik eğitiminin, her birimizden bütün yabancılaşmalara karşı çıkan bir ‘devrim militanı’ ve bir ‘yaratma şairi’ ortaya çıkarmaya çalıştığını doğrulamıştır.

Gelelim bugüne; Garaudy, komünist idealini hiçbir zaman inkâr etmemiştir. Fakat o, komünizmin hiçbir zaman var olmadığını da düşünmüştür, yani komünizm idealine doğu ülkelerindeki rejimler tarafından ihanet edilmiştir.

Garaudy batıyı nasıl eleştirmiş? Medeniyetlerin veya kültürlerin diyaloguna bakışı nasıldır?
Garaudy’nin eseri ‘medeniyetler diyalogu’ nişanıyla yazılmıştır. Aslında medeniyetlerden ziyade ‘batılı olmayan kültürler diyalogu’ desek daha doğru olur. Ona göre, 16. yüzyıldan 20. yüzyıl sonuna kadar, batılı dünyanın gelişimi 3 şeyi ortaya çıkarır: Eylem-Emek, Akıl ve İlerleme. Roger Garaudy’e göre, böyle bir model bugün sadece kriz döneminde sürdürülebilirdi.

Peygamberî bakış açısının hatırlatıcısı
Ona göre, biz küçük çocuklarımızı kendi elimizle öldürüyoruz: İlerleme modelimiz yüzyıllardır biriktirilmiş bir zenginlikler jenerasyonunda saçıp savruluyor. Bu politika, 3. dünya ülkelerindeki 50 milyon insanın açlıktan ölmesine sebep olur. Amerika ve Fransa’da askerî müdahale güçleri ortaya çıkar ki bu kriz, nükleer krize, toplumumuzun ve ideolojilerinin uyum sağlamamasına sebep olur. Bu durum bir medeniyetin asla ilerlemesine izin vermeyen ciddi bir durumdur. Roger Garaudy, 5000 yıllık geçmişin bilincinde olup; İslam, Latin Amerika, Afrika, Asya medeniyetlerinden müteşekkil evrensel bir diyalog taraftarı olmuştur. İslamî bir sosyalizmden bahsetmenin yanında, en güzel peygamberî bakış açısının hatırlatıcısı olmuştur.

Ona göre, mutlu bir gelecek, batılı olmayan kültürlerdeki insanın bütün açılardan geliştirilmesine bağlıdır. Hayatı anlamak, öncelikle onu bütünlüğü içerisinde kavramayı gerektirir. Garaudy, bu tezini Pour un Dialogue des Civilisations (Denoël, 1977) ve Appel Aux Vivants (Seuil, 1979) adlı kitaplarında geliştirecektir.

Çin ve Japon dinleri insana, Büyük Bütün’le diğer elemanların füzyonunu öğretir. Taoizm, kavrayışa dair bir bilgiyle doğa ve insanın birliğini seyredişin evrensel ilkede sindirimini gerekli kılar.

Song dönemindeki Çinli ressamlara göre (960’dan 1279’a kadar), doğa, efendiye dönüşmüş durağan bir madde değildir. Doğa, hayatın hareketiyle canlanan bir Bütün’ü şekillendirir. Bu Bütün; dağları, ırmakları, ağaçları kapsadığı gibi kayaları, kuşları da kapsar. İnsan bu sonsuz döngünün sadece bir momentidir. Resim, Zen deneyiminin bir aracıdır. Bizim Rönesans tablolarımızın aksine, ressam bir oyunu temsil etmeye uğraşmaz, o doğanın ruhunun bir haliyle iletişim kurmaya çalışır sadece.

Afrika sanatı da görünmez olanı görünür kılmaya çalışır. Yunan sanatının aksine, Afrikalı sanatçı, deneyimini Büyük Bütün’den hareketle yapar. Örneğin bir maske öncelikle bir enerji yoğunlaştırıcısı olarak değerlendirilir. Kuvvetin kaynağı: Doğa, Öncekiler ve Tanrılar’dır. Afrika yapıtları seyir için değildir. Onlar ritüellere katılım nesneleridir. Örneğin Afrikalıların maskeleriyle dans ettiklerinde, bütün toplulukta olan bir enerjiye sahip olabilirler.

Müslüman sanatının, Garaudy’nin bahsettiği Afrika, Çin, Japon sanatlarıyla benzerlikleri bulunmaktadır: ‘Sign’i açığa çıkarmak için anlamadan kaçınmak. Dünyadaki İslamî anlayış realist temsilde ısrar etmez. Ona göre, bütün imajlar, inanan kişinin ‘Tanrı’yla bir olmaya’ götüren ibadetlerinde ortaya çıkar. Bu, tıpkı camilerin Kur’an ayetleriyle dekore edilmesine benzer. Kaligrafinin gelişmesi de İslam’ın bu karakteriyle (Kutsal bir metin ve Hz. Muhammed’in tebliğ ettiği, Kelam’ın etrafında konumlanan bir din) açıklanır.

Garaudy bir antisemit miydi?
Garaudy, üç dinin kitaplarına büyük saygı duymaktadır. Ama Mit, İsrail ve Terör kitabının yayınlanmasından sonra, antisemit olarak tanıtılmaya başlandı.

Aslında Garaudy’nin üstünde durduğu şey İsrail emperyalizmidir. İsrailliler, Filistinliler’i kendi topraklarından çıkarmaya çalışmalarını ve onları maruz bıraktıkları baskıyı meşrulaştırmaya uğraşırlar. Bu nedenle onlar, Tanrı’nın bir halkı ve bir toprağı (vaat edilen toprak) seçtiğini düşünerek İncil’i yorumlamaktadırlar. Diğer taraftan, batılı yahudi kıyımını engelleyememenin suçluluk duygusu üzerinden Shoah’ı yorumlarlar.

Garaudy, 4 milyon yahudinin -az ya da çok olması önemli değil- öldüğünü ve bir soykırım olduğunu düşünür. Skandal olarak değerlendirilen şey, Garaudy’nin gaz odalarına dair hiçbir izin bulunmadığını gösteren dokümanları doğrulamasıdır. Yahudiler tifüsten ölmüşlerdir ve yakma yerleri hastalığın kurbanlarının kadavralarını yakmak için kullanılmaktadır. Bu konuda zayıf tanıklar da yoktu. Şöyle düşünülebilir ki, Naziler aslında bütün iğrençliklerinin izlerini silmek için böyle yaptı. Nazi askerlerine yapılan işkence soykırımı unutturmak içindi. Böylelikle Garaudy’den bir ‘negasyonist’ ortaya çıkmıştır. 1982’den itibaren, Roger Garaudy’nin radikal antisiyonizmi, siyonizmi ve nazizmi aynı plan üzerinde oturtarak konumlanmıştır. 1980’den itibaren İslam dinini benimsedi, bu süreçte Arap ve müslüman entelektüellerin, özellikle ifade özgürlüğü başlığı altında, desteğini almıştı.

27 Şubat 1998’de insanlık suçlarını tanımadığı ve ırksal lekelemede bulunduğu gerekçesiyle mahkûm edildi. Bundan böyle, 60 ve 70’lerde çok tanınmış olan eserleri, batı kütüphanelerinde bulunmaz hale geldi. Hal böyle olunca, Roger Garaudy’nin son bir eser verme durumu kışkırtılmış oldu, bu eserBatı Terorizm’idir (Al-Qalam, 2004).

(Brüksel’in saygın üniversitelerinden Catholique de Louvain’in Edebiyat ve Felsefe Fakültesi’nde profesör olan Luc Colles, dunyabizim.com için Roger Garaudy’i derinlemesine anlattı. Kültürler arası diyalog mevzuunda birçok eseri bulunan profesör Colles, üniversitesinde dilbilim, kültürel pratikler ve teoriler, göçle gelen gençlere dil eğitimi vb. başlıklı derslerin hocalığını yapmakta.)

http://www.dunyabizim.com/?aType=haber&ArticleID=4159
~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~

~~Roger Garaudy İslam dinini seçmekle şereflendiğini şu sözleriyle dünyaya ilan etti:"İslam, çağları arkasından sürükleyen bir dindir. Diğer dinler ise, çağların arkasında sürüklendi. Yani, İslam dışındaki bütün dinler zamana uyduruldu. Reforma tabi tutuldu. Mukaddes kitaplar zamana göre tahrif edildi, değiştirildi. Kur’an-ı kerim ise indirildiği günden beri her zamana hükmetti. O, zamanı değil, zaman onu izledi. Zaman yaşlandıkça o gençleşti. Bu, çağlar üstü bir olaydır. Bugüne kadar bunca savaşların bıraktığı korkunç, sosyal, siyasi ve ekonomik sarsıntılardan daha büyük bir olaydır. İslam materyalizme de pozitivistlerin görüşüne de ekzistansiyalistlere de hakimdir. Fakat bunlardan hiçbiri, İslama hakim değildir."

~~Roger Garaudy (Roje Garodi), İslâm’ı seçip Filistin halkının haklarını İsrail’e karşı savunmaya başladıktan sonra, pek çoğu İsrail taraflısı sermayenin elinde olan Batı basın-yayın organları ve büyük yayınevlerince dışlandı. Avrupa ve Amerika kitle iletişim araçları kendisini tam bir sükût ambargosuna tâbi tuttular. Kendisinden tek satırla, tek kelimeyle dahi bahsetmez ve kendisine söz hakkı vermez oldular.

~~Roger Garaudy (Roje Garodi) Müslüman oluşunu “Hatıralar: Yüzyılımızda Yalnız Yolculuğum” kitabında şöyle anlatır:
“Okudukça Kur’an, bana daha çok yaklaştı. Sanki bugün yazılmıştı ve doğrudan bana sesleniyordu.
Bizzat yerin, Kıyamet günü, sarsıntısıyla birlikte, insanların eylemlerine ve hatalarına şahitlik edeceğinin anlatıldığı Deprem (Zilzal) sûresini okurken, ayaklarımın altındaki toprağın homurdandığını hissediyorum.
Sorumluluğun bu uyanışını ben, hiçbir zaman çok çarpıcı bir mesel olan “Gece Yolculuğu” (İsra)’yı okurkenki kadar güçlü yaşamadım. O gece Hz. Peygamber rüyasında, dünyayı ve insanları toptan temaşa etmek üzere, bir insanın çıkabileceği en son nokta olan Yüce Allah’ın yakınlarına kadar yükselerek bütün göklerin katlarını dolaşır. Nitekim bu sure Dante’ye, onun dinî destanı olan İlâhî Komedya’sını ilham etmiştir. Eşi Hz. Ayşe’nin bildirdiğine göre, Hz. Muhammed bu sureyi her gece okurdu.

Mirac, her ibadetin ruhudur. Çünkü o an, eylemlerimizin her birini ferdin bakış açısı olmayan bir bakış açısı içine oturtmayı denemek üzere, gündelik meşguliyetlerden kurtulunduğu andır. Ben merkez değilim. Allah’tır merkez. O zaman, yer Kıyamet Günü’ndeki gibi titrer ve yeni bir mücadelenin saati çalar.

Bu yol alışın ana noktalarına, iki kitabımda, L’Islam habite notre avenir / İslâm Geleceğimize Yerleşmiş ile Promesses de l’Islam / İslâm’ın Vaad Ettikleri’nde temas ettim. Daha sonra Müslüman ülkeleri dolaştıktan sonra, Mosquées, Miroir de l’Islam / İslâm’ın Aynası Camiler adlı eserimde, Allah’ın mevcudiyetinin görünür işaretleri olarak, dünyanın büyük camilerinin mimarî mekânının ve güzelliğinin manevî izahını vermeyi denedim.

Cenevre’de, 2 Temmuz 1982’de, imam Buzuzu’nun önünde müslümanlığa girişin anahtarı olan “Allah’tan başka ilâh yoktur ve Hz. Muhammed O’nun elçisidir” kelime-i tevhidini söylediğimde demek ki, kendimi bu karara tamamiyle hazır ve bunun bütün sorumluluğunu üstlenecek durumda hissediyorum.

O gün, hem iç tedirginliği veren bir kopuş, hem de sükûnet verici bir bağlanış duygusu içindeyim. Bir dünyadan, benimkinden, bundan böyle beni reddedecek olan Batı dünyasından kopuyorum. Ama aynı zamanda, bende her zamanki inancımdaki devamlılık duygusu da var. Bendeki bu iman, Kur’an’ın, numunesini Hz. İbrahim’de ve onun Allah’a kayıtsız şartsız teslimiyetinin belirtisi olan kurbanında gösterdiği bu iman sade ve güçlü, köklü ve ilk imandır.

Yalnızlığım, bana yalnızlık gibi görünmüyor. Sûfîlerin, yani bütün zamanların en büyük şairi Mevlâna Celâleddin Rûmî’den, Müslüman İspanya’nın keşif adamı Mürsiyeli İbni Arabî’ye ve onun aşk destanına kadar, İslâm’ın derûnî hayatının manevî efendilerinin varlığıyla dopdoluyum.”

Eserleri
-Le Terrorisme Occidental (Batı Terörizmi, 2004)
-Mythes fondateurs de la politique israélienne (İsrail'in kuruluşundaki mitler, 1995); Bu kitabı yüzünden Fransız hükümetince para cezasına çarptırılmıştır.
-Avons-nous besoin de Dieu? (Tanrı gerekli mi?, 1993)
-Karl Marx (1972 ve 1977); Onbir dile tercüme edilmiştir.
-Pour un Modele français de socialisme (Sosyalizmin bir Fransız modeli üzerine, 1968)
-Lenine (1968); İtalyanca, İspanyolca, Fransızca, Portekizceye tercüme edilmiştir.
-La pensee de Hegel (Hegelin düşüncesi, 1966); İspanyolca, Portekizce, Arnavutça ve Yunanca'ya tercüme edilmiştir.
-Marxisme du XX siecle (20.yy Marksizmi, 1961); Norveççe, İngilizce, Türkçe, Çekçe'ye tercüme edilmiştir.
-Dieu est Mort (Tanrı Öldü, 1962); Hegel üzerine inceleme. Almanca ve İspanyolcaya tercüme edilmiştir.
-Perspectives de l'homme (İnsanın Ufukları, 1955); Sırbo-Hırvatça, İspanyolca, Lehçe, Portekizçeye tercüme edilmiştir.
-Theorie materialiste de la connaissance (Materyalist Bilgi Teorisi, 1953); Çekçe, Rusça, Almanca ve Japoncaya tercüme edilmiştir.
-Les sources françaises du socialisme scientifique (1949, Bilimsel sosyalizmin Fransız kaynakları); Lehçe, Almanca ve Japoncaya tercüme edilmiştir.
-Siyonizm Dosyası
~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~   ~~~~  ~~~~  ~~~~  ~~~~


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder