Hâlid bin Velîd’in işten çıkarılma kararnamesidir
Arabî çağı çaldılar bizden
Nebî’nin evinden Fâtımatu’z-Zehrâ’yı çaldılar
Ey Selâhaddîn,
Kur’an’ın ilk nüshasını sattılar
Ali’nin gözlerindeki hüznü sattılar
Ey Selâhaddin,
Seni ve bizi toptan sattılar açık artırmada.
Arabın geleceğini çaldılar bizden
Şam’ı fethettikten sonra işten çıkardılar Hâlid’i, Cenevre’ye elçi olarak atadılar
Siyah fötr şapka giyiyor artık o, sigara tüttürüyor, havyar yiyor
Fransızca homurdanıyor, Avrupalı sarışınlar arasında kâğıttan bir horoz gibi geziniyor
Hayret, nasıl da evcilleştirdiler bu Arap komutanı?
Kahramanlarımız işte böyle iğdiş ediliyor ey yavrum!
Endülüs işi paltosunu çaldılar Târık’tan,
Nişanlarını çaldılar onun,
Çıkardılar onu ordudan
Güvenlik mahkemesine verdiler,
Zafer suçundan yargıladılar
Öyle bir zaman mı geldi artık? Zaferin bizce sakıncalı bulunduğu
Öyle bir zaman mı geldi artık? Askerî mahkeme kapılarında, suçlanmış durur kılıç
Öyle bir zaman mı geldi artık? Gülle karşılıyoruz İsrail’i, binlerce güvercinle, millî marşla.
Hiçbir şey anlamadım yavrum, hiçbir şey anlamadım
Güneşi rehin verdiler tefecilere,karaborsacılara sattılar mehtâbı
Ömer’in kılıcını kırdılar
Ayaklarından astılar tarihi
Sattılar atı, beyaz örtüyü sattılar
Gecenin yıldızlarını sattılar, ağaçların yapraklarını
***
Ey Selâhaddin
Döneklik çağıdır bu, kavî kabîlecilik kabarması
Ebubekir’in evini yaktılar, nebî’nin ailesine el uzattılar gece vakti
Kureyş’in ileri gelenleri, ecnebîlerin bulaşıklarını yıkar oldular.
Ey Selâhaddin, söz ne işe yarayacak bu bâtınî çağında?
Ve neden şiir yazalım ki, Arap unutmuşken Arap sözünü?
Nizar Qabbani
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder