Dünyayı gezmek güzel de asıl mesele arkadaşların, dostların gönül dünyalarını gezebilmekte.. O dünyalardaki; Karester yaylasında kuymaklar hazırlanıp yenilir, Sultan Murat yaylasında cuma namazı kılınır, küçük bir bulut görünür, siz onu tek sanırsınız ama o arkasından tüm eşi, dostu, ahpabı toplayıp gelir, coğrafyanın kader olmasının yanısıra coğrafyanın karakter olduğunu da görürsünüz, camiden çıkan dedenin sizin gözünüzden nereli olduğunuzu tahmin ettiğinde oralı olmasanızda artık o andan sonra oralı olmak istersiniz, sizin memlekette misafir oldugunuzu öğrenen dede hemen evine yemeğe davet eder ve siz bu ne güzel bir yürek dersiniz, dünyalara dünyalar akrabalara akrabalar katılır ve siz bir günde Erzurumlu olabilirsiniz, Nene hatun neneniz olur, Doğu Anadolu topraklarına geçtiğinizde bile kendinizi hala Karadenizde sanabilirsiniz, sırtınıza sepet, kucağınıza kedi ve elinize elmalar, karpuzlar, domatesler verilir, fındık topluyor gibi yaptırılıp fotoğrafınız çekilir, bir günde dört mevsimden fazlasını yaşayabilirsiniz, heyecan ve umutla görmeyi beklediğiniz yaylaları göremediğinizde bile mutsuz olmazsınız, vatanınız için çokça şükredersiniz, o gönül dünyalarındaki başka dünyaların 170 sene önce yaptıkları ahşap evlerde size horon teptirilip, halay çektirilip, şemmame oynatılır ve evin yaşlı hanımları siz durduğunuzda sizi oynamaya teşvik edip sonrasında gülümseyerek sizi izlemeye devam eder :) Yani öyle bir gönül dünyasıki anlatmakla bitecek gibi degildir.. Ve yayladan dönüş yolunda ela ela mesela, sen yaylaya çıkmazsan, dağlar çiçek açar mi Huri :) dersiniz..
Sultan Murat Yaylası / Doğu Karadeniz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder